ESKİ MISIRLILAR VE YUNANLILAR dahi balın şifa verici özelliğine vakıftı. Günümüzde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) öksürük ve soğuk algınlıklarında bal yenmesini tavsiye ediyor. Berlin’deki Charite Kliniği uzmanları da balın «muhtemelen» etkili olduğu görüşünde. ABD’li hekimler soğuk algınlığından mustarip 105 erkek ve kız çocuğu üzerinde bir araştırma gerçekleştirdi. Kimi çocuklara bir iki kaşık koyu renkli karabuğday balı verildi, bazıları piyasada sıkça rastlanan bir öksürük şurubundan içti, ötekilere ise hiçbir tedavi uygulanmadı. En iyi sonucu bal verdi. Öksürüğü azalttı ve çocukların daha rahat uyumalarını sağladı. Büyük bir ihtimalle bal, boğaz ve gırtlaktaki iltihaplı mukozayı iyileştiriyor. Balın muhteviyatı üst solunum yollarındaki enfeksiyon la savaşan bağışıklık sistemini uyarıyor.
Araştırmacılar koyu renkli bal türlerini de fenol denen etken maddenin daha yüksek oranda bulunduğunu, bu nedenle açık renkli ballara nazaran daha tesirli olduklarını tahmin ediyor.
«Medihoney» adı verilen anti bakteriyel bal yaralara sürüldüğünde dezenfektan etkisi gösteriyor. iltihaplanmayı önleyerek iyileşmeyi hızlandırıyor. «Medihoney» ağırlıklı olarak Avustralya ve Yeni Zelanda’da yetişen manuka ağacının çiçeklerinden elde ediliyor.
Uygulama: Yatmadan önce bir iki kaşık balı ağzınızda eritin.
Alternatif: Kekik, anason ve rezene karışımı öksürük çayını balla tatlandırın.
Dikkat ! Balı eklemeden önce çayı oda sıcaklığına gelene kadar soğutun. Aksi takdirde balın içindeki maddeler bozulabilir.
Riskler ve yan etkiler: Bir yaşından küçük bebeklere bal vermeyin. Bağırsakta zehre dönüşen bir bakteri içeriyor olabilir.
LAVANTA BANYOSU UYKUYA YUMUŞAK GEÇİŞ.
Lavanta bitkisinin çiçeklerinden elde edilen ekstranın yatıştırıcı etkisi olduğu biliniyor. Bitkisel ilaçların denetiminden sorumlu bir Alman kurumunun uzmanları dahi huzursuzluğa karşı lavanta tavsiye ediyor.
Bu etkiyi eterik yağlar olan linalil asetat ve linalol yaratıyor muhtemelen. Sıcak suda açığa çıkan yağlar ten tarafından rahatça emilebiliyor. Yağların solunması da fayda sağlıyor. Ayrıca sıcak su vücudu rahatlatıyor.
Lavanta banyosu üzerine ne yazık ki pek az araştırma yapıldı. Etkisi daha ziyade «tecrübeyle sabit». Hekimler başka banyolar da tavsiye ediyor. Soğuk algınlığı başlangıcında örneğin biberiye yada kestane banyosu yapmak metabolizmayı uyarıyor, kan dolaşımını düzenliyor. Başı ağrıyanlara ise hardal tozlu ayak banyosu öneriliyor.
Uygulama:
Küveti suyla doldurun. iki litre kaynar suya 100 gram lavanta çiçeği atın. Beş dakika demlenmeye bırakın, sonra süzgeçten geçirip küvetteki suya katın. Yatmadan 30 ila 60 dakika önce suya girin.
Riskler ve yan etkiler:
Kan dolaşımı problemleri olanlar dikkat? 15 dakikadan fazla suda kalmayın. Banyodan sonra dinlenin.
TAVUK SUYU ÇORBASI; Soğuk algınlığı semptomlarıyla savaşır.
OMAHA’DAKİ NEBRASKA Tıp Merkezinden araştırmacılar, tavuk suyuna çorbanın gerçekten de soğuk algınlığına karşı en güçlü ilaçlardan biri olup olmadığını test etti. Geleneksel tarife uygun hazırlanan ve tam sekiz saat kaynatılan çorbanın etkisi laboratuarda ölçüldü.
Sonuç: Tavuk suyu çorbası belirli akyuvarların hareket yeteneğini belirgin ölçüde kısıtlıyor. Nötrofil denilen bu akyuvarlar, soğuk algınlığının belirtisi olan mukozaların kızarmasına yada şişmesine ve bunlara bağlı ağrılara yol açıyor.
Ayrıca araştırmacılar sıcak sıvının höpürdetilerek içilmesinin tıkanık burunların açılmasına katkısı olacağının altını çiziyor. Çorbanın törensel bir havada pişirilmesi ve yenmesi de dertlere derman olmasında önemli rol oynuyor.
Bilim insanları sadece bazı özel tariflerin mi sağaltıcı olup olmadığını tespit edebilmek
için 13 farklı markayı mercek altına aldı. içlerinden beşi, evde özel tariflere göre pişirilenlerden daha etkili, sekizi ise daha az faydalı oldu.
Araştırmanın sonuçları bilim dergisi Chest’te, «Chicken Soup Inhibits Neutrophil Chemotaxis In Vitro» (Tavuk Suyuna Çorba Laboratuar Ortamında Nötrofil Kemotaksisini Önlüyor) adlı makalede derlendi:
Tavuk suyu çorbası, soğuk algınlığına yakalanan kişilerde bir takım olumlu etkiler gösteriyor. Fakat asıl tavuk etinin mi, çorbada kullanılan özel bir sebzenin mi, bir baharatın mı yada tüm malzemelerin bir araya gelmesinin mi enjeksiyonu giderdiği konusu açıklığa kavuşturulamadı.
Deneysel tıp yüzyıllardır tavuk suyuna çorbanın önemini vurguluyor. Yahudi mutfağında bir takma adı bile var: «Yahudi penisilini.»
Uygulama: ABD’1i araştırmacılara göre önemli olan tavuğun en az iki saat süreyle kaynatılması. Ancak bu yüzden içindeki hangi maddenin etkin olduğu henüz bilinmiyor.
Riskler ve yan etkiler: Çorbayı özellikle çocuklara fazla sıcak içirmeyin. Ayrıca tavuktaki oroteinler elerjik reaksiyonlara yol açabilir.
TUZLU SU – BURNU AÇAR
TUZ, SUYU BAĞLAYARAK BURUN mukozasındaki şişliğin inmesini sağlar. Böylece nezle belirtileri azalır, sinüzitin daha çabuk iyileşmesine yardımcı olur.
Kulak-burun-boğaz uzmanı Olaf Michel makalesinde burna tuzlu su çekmekle, eczaneden alınan burun damlasını uygulamak arasında fark olmadığını vurguluyor. Hatta tuzlu su, çocukları antibiyotik kullanmaktan kurtarabilir.
Tıbbi tedavileri değerlendirmek üzere sistematik incelemeler yapan uluslararası kamu yararı kuruluşu Cochrane Collaboration de benzer bir çıkarımda bulundu. Sekiz araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, uzun süre tuzlusu terapisi uygulamak kronik nezleyi bile hafifletebilir.
Uygulama: Bir silme çay kaşığı yemeklik tuzu (4,5 gram) yarım litre kaynamış suya atın. Çoğunlukla tuzlu su avuca dökülerek, bir burun deliği kapatılıp öbüründen çekilerek lavaj yapılır. Fakat bir araştırma, temiz olmayan ellerden mikrop ve bakterilerin burna bulaşabildiğini gösterdi. Bu nedenle «burun duşu» yada «burun çalkalama ibriği» gibi özel aparatlar kullanmakta yarar var.
Riskler ve yan etkiler: Yok. Burun duşunu kullandıktan sonra temizleyin.
KEKİK ÇAYI – ÖKSÜRÜĞÜ KESER
KEKİK BİTKİSİNİN KURUTULMUŞ yaprakları ve çiçeğinin özütü inatçı öksürüğü gidermek için kullanılabilir. 361 bronşit hastası üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları ortada.
Bir grup hastaya günde üç kez kekik ve çuhaçiçeği kökünün kuru ekstresinden oluşan tabletler, diğer gruba ise plasebo verildi.
Bitkisel karışım preparatı, öksürük krizlerini dokuzuncu güne dek neredeyse yüzde 70 oranında azalttı. Plasebodan çok daha iyi etki gösterdi. Ayrıca bitkisel ilacı alanlar, öteki hastalara kıyasla iki gün daha erken iyileşti.
Başka bir araştırma kekik, sarmaşık yaprağı, anason ve hatmi kökü karışımının da öksürüğü kestiğini ispatladı. Kekiğin içerdiği maddeler balgam söktürücü; eterik yağ timol ise bakterilere, küf mantarları ve uçuk (Herpes simplex) virüsüne karşı etkili. Tıbbi çaylar en eski ilaçlardan, antikçağda bile kullanılıyordu
Uygulama: Kekiğin üzerine sıcak su dökün. iki ila beş dakika demlenmeye bırakın, ardından süzün. Bir demlik kekik çayını bir gün içinde tüketin. Tadı çocukların hoşuna gitmezse, çaya bal ve limon suyu ekleyebilirsiniz.
Alternatif: Kekik çayıyla göğüs kompresi.
Riskler ve yan etkiler: Yok.
SİNİROTU MÜSHİL ETKİSİ
SİNİROTU TOHUMLARININ kabukları, bağırsakta su alarak şişen müsilaj içeriyor. Bu da bağırsak hareketlerinin ve dışkılama miktarının artmasına yol açıyor. Plantago ovata kabızlıkta müshil, ishal durumunda drenaj etkisi yapıyor. Ayrıca hassas bağırsak sendromu şikayetlerini azaltıyor.
Çeşitli çalışmalar otsu bitkilerin etkisini ortaya koydu. Pek çok ülkede sağlık kuruluşları müzmin kabızlıklara karşı sinirotu öneriyor. Avrupa ilaç Dairesi (EMEA) de sinirotlarının faydalı olduğu görüşünde.
Muhtemelen sinirotlarının etkisi sadece kabızlığı gidermekten ibaret değil. Detaylı olarak belgelenmiş çeşitli araştırmalara göre sinirotu bileşenleri kolesterol seviyesini önemli ölçüde düşürdü. 2006’da sıçanlar üzerinde yapılan deneyler ise tohum kabuklarının kan şekerinin fazla yükselmesini engelleyebildiğini gösterdi. ABD Gıda ve ilaç Dairesine (FDA) göre «karnıyarık» otu (Plantago psyllium) tohumları koroner kalp rahatsızlıkları riskini azaltıyor.
Uygulama: Kabızlıkta günde bir ila üç kez, bir iki çay kaşığı tohumu veya yarım çay kaşığı toz haline getirilmiş tohum kabuklarını bir bardak suda şişmeye bırakın. Biraz sıvıyla yutun. Tohumlar etkisini yavaş yavaş gösterecektir. Gün boyunca en az iki litre daha sıvı tüketin.
Riskler ve yan etkiler: 12 yaşından küçük çocuklar için uygun değildir. Şişkinlik ve tokluk hissi yaratabilir. Yeterince sıvı tüketilmezse bağırsak tıkanması baş gösterebilir.
KURU KARANFİL DİŞ AĞRISINA BİREBİR
EMİLEN VEYA DİŞLERİN ARASINA SIKIŞTIRILAN kuru karanfil diş ağrısını hafifletiyor. Kimyasal analizler bu kurutulmuş çiçek tomurcuklarının 36 etkin madde içerdiğini ortaya koydu. Bunlardan en önemlisi yağlı öjenol. Hem lokal anestezik hem anti bakteriyel etkiye sahip.
Eskiden sıklıkla diş dolgularında kullanılırdı. iki ila yedi dakika içinde etkisini gösteren öjenolun sindirimi de kolay. 2006’da Kuveytli diş hekimleri karanfilyağının, lokal anestezik olarak kullanılan benzokainin ve bir plasebonun «uyuşturma gücünü» karşılaştıran bir araştırmanın sonucunu yayımladı. 73 deneğin ağzına, iğne yapılmadan önce karanfilyağı jeli, benzokain jeli yada vazelin sürüldü.
Vazelin işe yaramazken, karanfilyağı benzokain kadar etkili çıktı. Bu bitkisel yağın ucuz ve her yerde bulunabilir olduğuna dikkat çeken hekimler karanfilyağının kimyasal ilaçlara değerli bir alternatif oluşturabileceği kanısında.
Gözlemlere göre karanfilyağı baş ağrısına da iyi geliyor: Kronik, migren türü ağrıları olan 19 hasta şikayetlerinden neredeyse tamamen kurtuldu.
Uygulama: Kuru karanfili çiğneyin yada emin. Eczaneden alınan karanfilyağı daha etkilidir. Ağrıyan dişe pamuklu çubukla hafifçe sürün.
Riskler ve yan etkiler: Hafif yanma. Hassas ağız mukozasını tahriş edebilir. Sadece acil durumlarda başvurun. ardından bir doktora başvurun.
KURU OT KESESİ – AĞRILARI AZALTIR
SICAK KURU OT KESESİ, KEMİK, eklem, kas ve bağ dokusu şikayetlerinde. boyun yada sırt ağrılarında ve romatizmada başvurulan geleneksel bir tedavi yöntemi. Kimyasal ağrı kesicilere, yan etkisi az bir alternatif. Kuru ot kesesinin ısıtılmasıyla, çayır çiçekleri yanı sıra brom ile karaçayır gibi çayır otlarının içindeki uçucu maddeler açığa çıkıyor. Eterik yağları ve kumarin derideki kan dolaşımını artırıyor ve gergin kasları gevşetiyor.
Gözlemler ve yapılan anketler de kuru ot kesesinin ağrıyı hafiflettiğine işaret ediyor. Örneğin Kneipp kürü (19. yüzyılda Alman rahip Sebastian Kneipp tarafından geliştirilen, hidroterapi, fitoterapi, egzersiz ve beslenme önerilerinden oluşan tedavi yöntemi) esnasında en az bir kez kuru ot kesesi kullanan 274 romatizma hastasında. Diz veya kalçalarındaki ağrıları azalan hastaların yarıdan fazlası kuru ot kesesinden «çok iyi» sonuç aldıklarını belirtti.
Hekimler de tedavinin başarısını onayladı. Bu yöntem, Kneipp küründe kullanılan tazyikli su terapisine kıyasla daha etkili oldu.
2006 yılında 100O’i,aşkın hasta üzerinde yapılan bir araştırma, farklı türdeki sıcaklık terapi-
lerinin, etkileri uzun sürmese de sırt ağrılarını hafifletebildiğini gösterdi. Ayrıca egzersizle birleştirildiğinde etkilerinin arttığı gözlendi.
Uygulama: Buğdaygillerle doldurulmuş pamuklu bir kese yaklaşık 60 derecelik su buharının üzerinde ısıtılır, ağrıyan yere konur ve bir bezle üstü örtülür, iki üç kez yeniden ısıtılabilir.
Riskler ve yan etkiler: Kuru ot kesesini çok sıcakken vücudunuza değdirmeyin. Romatizma araştırması sırasında bir hastada üçüncü dereceden yanık oluşmuştu Açık yaralar üzerine uygulamayın.
DULAVRA OTU
Dulkan gömleği, hanım yaması, ulu avratotu, baldikeni (Anzer, ikizdere-Rize)
Papatyagillerin değerli, özel bir üyesiyim. İki yıllığım. Alt yapraklam iri, bedenim sağlamdır. Kerevizi andırırım. Heybetli yapraklarımın üzerinde ufacık kalan, dikenli görünümlü, kırmızıyla mor arası çiçeklerim var. Minik birer göze benziyorlar. Bedenimin tepesinde toplanır çiçeklerim. Zaten ilk onlar çarpar gözünüze.
Derinlere inen, havucu andırır, siyahımsı kahverengi kabuklu, sert ve sağlam bir köküm var. Pek çok yerde yetişebilirim. Doğada yetişen beş türüm var. Sadece Avrupa ve Asya’da değil, Kuzey Amerika’da da (ki oraya sonradan götürülmüşüm) halk tıbbının vazgeçilmez
malzemelerindenim.
Kökümden yapılan çay kanı temizler, idrar söktürür, hazma ve terlemeye yardımcı olur, romatizma ve gut tedavisinde kullanılır, karaciğer ve böbrekle ilgili tedavilerde olumlu sonuç verir. Köklerim yüzde 5O’ye varan oranda «inülin» içerir, bu yüzden de geleneksel olarak diyabet tedavisinde kullanılırım.
Köklerime acılığını veren maddeler antibakteriyel olmamı sağlar. Aynı şekilde çiçek ve yapraklarım da aynı özellikleri barındırır. Egzama ve benzeri cilt sorunlarının tedavisinde harici kullanılırım. Tohumlarımdan boğaz ağrısı, böcek ve yılan ısırmasında, kabızlık ve gribal enfeksiyonlarda yararlanılır. Yapraklarımdan yapılan lapa yanık ve yaralarda rahatlatıcı ekti gösterir.
ÇAKŞIR
Çağ, çaşır (Erzurum, Kars); çakşur, çarşır, çaşur (Divriği- Sivas, Artvin); kasnı, asaotu (Silifke Mersin) hitik (Van); helige, helizan. kerkur, siyabo (Şırnak); siyabu, körek (Bodrum)
Kimi «asaotu» der bana. Akla yatkın bir addır, çünkü sapımdan kimi yerlerde baston yapılır. Zaten Latince adım da bu anlama gelir. Bodrum’dan Kars’a kadar pek çok yerde yetişirim. Dört metreye kadar uzayabilirim. Bodrum’da yaşken işlenmeye elverişli olduğumdan
gövdemden çocuklar oynasın diye yelkenli, kayık, fırıldak gibi oyuncaklar yaparlar.
Anadolu’da yetişen bir türüme «dev rezene» deniyor. Bu da akla yatkın, çünkü yapraklarım rezeneye benzer. Yapraklarımdan yemek ve turşu yapılır, meyve ve kökümdense ilaç. içerdiğim maddeler spazm giderici, idrar söktürücü, bağırsak çalıştırıcı, sindirim kolaylaştırıcı, sakinleştirici etki yapar. Bu yüzden de kolit, astım, histeri, kabızlık, kronik bronşit gibi pek çok rahatsızlıkta kullanılan ilaç karışımlarında yer alırım.
GIVIŞKANOTU
Kıyışak, gığışkan (Alanya); kığırşık (UlusBartın); çığıstak, kıvşıyık, kığışak (Uşak), kıyışkan (Akseki-Antalya), cıvrıncık, çığıştak, gıvırşık, ecibücü,ibişgıbış, kıvırşık (Kastamonu); kıvşıyık (Ermenek-Konya); tavuk yastığı (Tekirdağ)
Ne zarif bitkiyim. incecik saplarımdan çıkan tomurcuklarımla, güzel mi güzel çiçeklerimle çevremdeki tüm bitkilerden farklıyım. Çok yapraklı sayılmam. Bu yüzden olsa gerek daha çok çiçeklerim göze batar. Yaz aylarında açar beyaz pembe çiçeklerim. Ama yapraklarımdır yenen kısmım.
Körpe filiz ve yapraklarım çiğ de yenebilir ama en çok pişirilerek getirilirim sofralara. Biraz büyüdükten sonra körpe bezelyeleri andırır tadım. Eskiden köklerim sabun yerine kullanılırmış. Bunun için köklerimin suda ağır ağır kaynatılması gerekirmiş. Sonra atın çamaşırlarınızı içine, yıkayın bir güzel. Köküm ve gövdemden yapılan çay ise mesane ve idrar yolları enfeksiyonlarında kullanılır.
Cevapla